Seni seyretmek ne güzel şey: Wimbledon 2012 Tek Erkekler Şampiyonu Roger Federer!!

Bu yıl, turnuvada kazanmasını istediğim iki oyuncu vardı:) Ve ne şanslıyım ki finalde karşılaştılar. Roger Federer , yarı finalde Djokovic’i yenince dedim ki bu onun şampiyon olması için büyük bir şans! Çünkü, Federer ‘i genelde iki rakibi yenebiliyor. Biri turnuva dışı kalan Nadal, diğeri de Novak Djokovic. O yüzden bu durum Federer için kaçırılmayacak bir fırsattı.

Rakip Andy Murray ise, bence Ivan Lendl koçluğuyla kendine büyük iyilik etti ve bunun meyvelerini de toplamaya başladı. Oyunu gözle görülür derecede yükseldi. Harika servic atıyor ve aynı şekilde çok iyi bir returncü. Üstelik vuruş çeşitliliği açısından da zengin bir oyuncu. Murray duygusal bir oyuncu ve genelde maç içinde konsatrasyon kaybına çabuk uğrar ama bu son dönemde kafa olarak da kendine bir şeyler kattı, asıl bence durması ve güçlendirmesi gereken yönü de bu mental dayanıklılığı.

Nadal ve Djokovic bir şekilde turnuvaya veda edince hem Murray hem de Federer için bu kaçırılmayacak bir fırsat oldu. Bu iki oyuncu finalde eşleşince aslında ikisinin de başka açılardan kazanmasını istiyordum. Federer,30 yaşında ve 2010 dan beri Grand Slam kazanamıyor ve emeklilik söylentileri çıkmaya başladı. Yani artık rakipleri gibi çok vakti yok. Murray ise 74 sene sonra Wimbledon finaline çıkan ilk İngiliz oyuncu ve kendi evinde oynuyor. Daha önce de Grand Slam kazanamadı o yüzden bu açıdan bakınca onu da tutuyorum :)

Maç saatinde, ben ekran başında o baskıyı hissettim Murray yerine:)  İngilizler tıklım tıklım doldurmuş centre kortu, Başbakan, Kraliyet üyeleri herkes orada:) Murray çok gergin başlar derken, tam aksi oldu ve Federer tutuk başladı maça. Aslında onun da kendince gergin olma sebepleri vardı. Bu onun Wimbledon’daki 8. finaliydi ve kazanırsa 7. Şampiyonlukla benimde tenisi sevme sebebim Pete Sampras’ı yakalayacak, 17 Grand Slam’le rekor kıracak ve dünya 1 numarasına geri dönecekti, daha ne olsun!! Bu açıdan bakınca Maestro maça oldukça gergin başladı hatta hiç yapmayacağı basit hataları bolca yaptı. Ben de izlemeye başladıktan sonra Andy ‘i de sevmeme rağmen artık tam bir Federer fan i olmuştum:)

İlk set, Murray harika oynadı. Federer olmayacak basit hatalar yaparak seti rakibine hediye etti. İkinci sette de aynı tutarlı oyunu oynayan Murray bir ara servis kırma şansını elde ettiyse de başarılı olamadı. Zaten servisi kırsa, maçı kazanacaktı. Ama Federer tabi ki çok usta bir oyuncu, çok artıları olan, inanılmaz bir tenis zekasına sahip ki bence bu spor için yaratılmış bir oyuncu, bu sette Murray’dan daha iyi oynamamasına rağmen kazandığı şansı kullandı ve setlerde durumu 1-1 e getirdi.

Bu noktada 3.set maçın kaderini belirleyecekti ve öyle oldu. Aslında 3.sette de Murray bence çok iyiydi ama burada önemli nokta Federer, Murray ‘in harika servislerini nasıl karşılaması gerektiğini çözdü. Backhandiyle sürekli hata yaparken servisleri forehandine alarak karşılamaya başladı ve basit hataları azaltınca oyunu biraz istikrara girdi. Durum böyle olunca dengeler biraz Federer yönüne kaymaya başladı ve Federer bu seti de kazandı. Arada yağmur molası verildi, geri dönüldüğünde Federer iki set almanın rahatlığıyla daha iyiydi. Aslında Murray maç içinde çok çalıştı, rakibinin attığı her topa muhakkak cevap verdi ve şimdiye kadar seyrettiğim en iyi maçıydı. Moral motivasyon açısından da kendini iyi idare etti ama bir noktada o gerekli kırmayı yapamayınca kazanamıyorsunuz. Karşısında bence tenis tarihinin en iyi oyuncusu olması da önemli bir faktördü tabi ki:)  Federer çok hak ederek, ve beni de çok mutlu ederek 4-6, 7-5, 6-3, 6-4 lük setlerle kupayı kazandı.

Federer’in maçı kazandığı son puanda yüzündeki hem o inanmaz bem başarmış olmanın verdiği büyük sevinç ifadesi beni çok mutlu etti ve duygulandırdı. O da rakiplerinin zorluğu sebebiyle zor bir süreç geçirmişti, kupayı kazanmasına çok sevindim. Diğer yandan Murray’in çok duygusal bir konuşması oldu, bence o da çok iyi bir tenisçi ve iyi bir insan. Konuşmasında benim bile gözlerim doldu:)

Sonuç itibariyle seyrettiğim harika maçlardan biriydi. İki oyuncu da klas olunca seyrine doyum olmuyor bu maçların. Ayrıca belirtmek isterim ki, Roger Federer’i seyretmek ne büyük şanstır, ne büyük bir keyiftir. Gerçekten tenis için olağanüstü bir isim, hem oyunuyla hem kişiliğiyle hem de zarafetiyle. Kendisine bayılıyorum ve umuyorum tenisi bırakmadan onu canlı canlı bir kortta izleme lüksüne sahip olurum:) Sevgiyle kalın..