Wimbledon'da bir büyük şampiyon: Serena Williams

Bu yıl , Mart ayından beri izlediğim maçları yazmıyordum. En son Indian Wells’te bir yazı yazmıştım, daha sonra koskoca bir French Open geldi geçti ama hem maçların saatleri yüzünden canlı seyredemedim, hem de seyrettiklerimden ilham alamadım, o yüzden yazmamıştım. Bu yılki Wimbledon’da akşam seanslarında birkaç maç izleme şansım oldu ama özellikle hem erkekler hem de kadınlar final maçları için hafta sonu hiçbir plan yapmadım ve maçları izledim, ne iyi ettim, çok mutluyum:)
Turnuva başlangıcında benim favorim Sharapova’ydı. Williams kardeşlerin uzun zamandır sağlık sorunları olduğu için oyunları istikrarlı olamıyordu. Ama durum turnuva ilerledikçe hiç de öyle olmadı. Favoriler birer birer eleniyordu, aslında sağlıklı bir Williams diğer bütün kadın oyuncular için büyük tehlikedir, bunu daha önceki yazılarımda da yazmıştım ve nitekim öyle de oldu!
Serena Williams gerçek bir savaşçı ve ben onu da Venus’u de kadın tenisinin geldiği nokta açısından çok kıymetli buluyorum. Onların tenise girişleriyle kadın tenisinde güçlü kadınlar öne çıktı ve hem servisler hem vuruşlar daha sert ve güçlü olmaya başladı. Aktif olarak oynadıkları dönemde o kadar domine ettiler ki, her iki kardeş de kazanmadık Grand Slam ve kupa bırakmadı. Sonra ikisinde de değişik sağlık sorunları çıktı ve uzaklaştılar. Bu dönemde Azarenka gibi yeni yıldızlar çıktı. Bu yeni nesilden oyunculardan biri de yine sevdiğim Polonyalı oyuncu Agnieszka Radwanska.
Bu genç raket; soğukkanlı, akıllı ve olgun oyunuyla hep beğenimi kazandı ve bence potansiyel bir dünya bir numarası adayı. Zaten bu iki isim finalde eşleşince içimden söyle dedim: Serena gerçekten iyileşmiş mi, bunu anlamak için çok uygun bir test. Çünkü Radwanska’yı yenmek gerçekten kolay değildi ve öyle de oldu. Turnuva boyunca soğuk algınlığı geçiren Radwanska biraz bitkin gibiydi, aslında çok da gergindi sanıyorum. İlk set tutuk ve cansız oynayınca rakibi seti 6-1 aldı. İkinci sette kendine gelen Polonyalı, kendisinin kolay lokma olmadığını gösterip Williams’ın dengesini bozdu, durum setlerde 1-1 oldu. (5-7)
Artık final seti belirleyici olacaktı ve öyle de oldu. Radwanska iyi bir başlangıç yapsa da, Serena kalitesini, tecrübesini ve hırsını konuşturdu, iki kez servis kırdı ve son seti de 6-2 alarak 14. Grand Slam şampiyonluğuna ulaştı. Wimbledon’da da 5. Şampiyonluğunu almış oldu, harika bir başarı. Sporda özellikle sporcuların böyle sakatlık ya da hastalıklardan geri dönüp büyük başarılar kazanmasını çok değerli buluyorum. Bu disiplinli mücadele, kendini adamışlık, bu çalışma ahlakı harika bir şey. O yüzden sporcuları çok seviyorum.
Andre Agassi’nin Open adlı biyografisini okuduktan sonra tenise ve oyunculara bakışım da biraz değişiklikler oldu. Agassi, kitabın bir yerinde tenisi boks maçına benzetmişti ve şimdi onun gözleriyle bakınca aslında çok haklı olduğunu düşünüyorum. Kortta yalnız, rakibiyle dişe diş mücadele eden , zihninde ve bünyesinde her daim güçlü olmaya çalışan sporcular, tenis çok güzel bir spor, keşke ülkemizde daha çok oyuncu yetişse..
Konu buraya gelmişken, bu yıl ülkemizde 2.si düzenlenecek olan Wta sezon sonu şampiyonasının Kurban Bayramına denk gelmesinin ve bu yıl ki bilet fiyatlarının geçen yılın neredeyse 3 katı olmasının mantığını kavrayamadım. Geçen sene her gün o korttaydım neredeyse ve büyük bir seyirciye karşı oynamıştı , kadın tenisinin en iyi ilk 10 ismi. Bu yıl, hem bayram sebebiyle büyük bir kitle tatilde olacak, hem de 6 günlük bir organizasyonda eğer ki her günü dolu salonda oynatmak istiyorsanız, organizasyoncu olarak bilet fiyatlarını ona göre ayarlamanız gerekirdi diye düşünüyorum, geçen sene bunu başarmışlardı ama bu yıl olmamış. 1.kategori bilet fiyatının 120 tl olduğu bir maça kim kaç sefer gidecek merak ediyorum. Bakalım şampiyona esnasında seyirci durumu ne olacak, umarım ben yanılırım ama şu da bir gerçek ki, bu fiyatlarla ben de sadece 1 gün gideceğim bu yıl, diğer günler programım uyarsa da ancak tv den izleyeceğim, yazık oldu diyebilirim…

Yorumlar

  1. Adsız11.7.12

    Selam
    Uzuzn zamandır yazmadın. Her gün olmasada gün aşırı yazılarını okumak iyiydi. Neyse geri döndüğüne göre devamını da bekliyoruz. Serena korkutucu bir oyuncu, hem fizik hem oyun şekli, karşısındakini baskılayan ve psikolojik olarak 1-0 önde başlamasını sağlayan bir avantaj.
    İstanbuldaki organizasyona gelince, gerçekten biz bişeyi başlayıp sürdürme konusunda çok beceriksiziz. Aç gözlülükmü (bilet fiyatlarından dolayı) yoksa öngörü eksikliği mi bilemiyorum. Ama benim de tahminim epey boş bir turnuva. Umarım yanılırız. F1 yarışları gibi bu da elimizden kaçar yoksa...

    YanıtlaSil
  2. Adsız18.4.14

    Durmak yok yazmaya devam

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar