US Open çeyrek final maçı: Djokovic vs Tipsarevic
İki günlük aradan sonra herkese merhaba,
US Open'da yağmur iki gündür maç yapılmasına izin vermiyordu. Bu durum turnuvanın programını oldukça bozdu. Dün maçlar yeniden oynanmaya başlandı ama o kadar sıkışık bir program vardı ki, maçları veren kanallar da aynı anda maçtan maça geçip durdu. Aynı anda hem kadınlar hem erkekler maçları başladı ve maalesef aralarından ancak birkaçını izleyebildim. Turnuva, yağmur yüzünden Pazartesi gününe sarkmış oldu.
Dün gecenin çok önemli bir maçı Novak Djokovic (1) - Janko Tipsarevic (20) karşılaşması oldu. Bu iki Sırp raket birbirini çok iyi tanıyan, çok yakın arkadaş, antreman ortağı ve Davis Kupası'nda takımlarına maç kazandıran iki isim aynı zamanda. Tipsaravic'i, J.C. Ferrero maçında bir bölüm izleme fırsatı bulmuştum. J.C. Ferrero daha formda olsa bence kaybetmeceği bir maçtı ama olmadı. Bu maçta ise iki oyuncu beraber oynamaya alışkın olduğundan kim hangi vuruşta topu nereye atar, hangi vuruşa ne tepki gelir, zayıf ve kuvvetli taraflarını da diğer rakiplerden daha iyi biliyorlar. Böyle olunca da uzun ralliler, oldukça heyecanlı ve eğlendirici bir tenis ortaya çıkıyor. Aynı zamanda iki yakın arkadaş olduklarından kim ne puan kazandıysa da başka maçlarda yapacakları türden zafer jestleri de yapmadılar, daha mütevazi karşıladılar durumu. Bu da birbirlerine olan sevginin saygının dostluğun bir nevi göstergesi, Williams kardeşler böyle oynardı birbirleriyle.
İki oyuncu da iyi servis, iyi return ve az basit hatayla başladı. Böyle olunca da çok zevkli bir ilk set 6-6 tiebreak a gitti. Tiebreak'de Novak Djokovic , cok daha iyi oynadı ve ilk seti 7-6 kazandı. İkinci sette, Tipsarevic aynı iyi oyunu oynayabildi ve gene aynı şekilde sette tiebreak e gidildi . Fakat bu sefer kazanan Tipsarevic oldu. Bu noktadan sonra artık heyecan arttı. Çünkü her iki oyuncu da 1'er set almış oldu, maç uzadı, oyuncuların fiziki güçleri nasıl devam gösterecek önemli. Djokovic'in maçı bırakmayacağını düşünüyorum ama Tipsarevic'i çok tanımıyorum o yüzden bundan sonraki setler merak konusu benim için. Tipsarevic maç öncesi verdiği röportajda, kariyerindeki bu ilk Grand Slam çeyrek final maçında Djokovic'i yenmek üzere sahaya çıkacağını, bu şekilde düşünmezse kazanmasının mümkün olmayacağını söyledi.
Üçüncü sete Djokovic çok iyi başladı, gayet zinde ve formda gözüküyor. Tipsarevic biraz yorgun gözüktü ve ilk oyununu kırdırdı. Bu arada Djokovic hiperbolik bir makinada maç yorgunluğunu atıyormuş, aynı zamanda alternatif tıpdan da yararlanıyormuş, alerjen bir bünyesi varmış. Bunları da tvden öğrenmiş bulunuyorum. Artık günümüz sporcuları hem teknolojinin en son icatlarından yararlanıyorlar hem de onlara iyi gelebilecek ne varsa araştırıp buluyorlar, asla tek bir yöntemle yetinmiyorlar. Zaten Djokovic, fizik gücü olarak herhalde döneminin en fit oyuncusu. Üçüncü sette Tipsarevic baldırında bir sakatlık geçirdi ve oldukça güçten düştü. Daha önce yaptıklarını yapamamaya başladı ve üçüncü seti 6-0 kaybetti. 4. sette durum 0-0 iken , Djokovic'in ayak başparmağında acil bir müdahele gerektiren bir yara oluştu. Benim dahil herkesin yüreği ağzına geldi acaba maçı bırakması gerekir mi diye. Allahtan ciddi bir şey olmadığı anlaşıldı ve Djokovic oyuna geri döndü. Bu arada yüzünden çektiği acı açıkça okunan Tipsarevic, kendini ve limitlerini zorladı ama 4.sette durum 3-0 iken maçı bıraktı. Böylece Novak Djokovic bu maçı 6-7, 7-6, 6-0, 3-0 almış oldu ve yarı finalde Roger Federer'in rakibi oldu.
Nasıl bu kadar sakatlanabiliyorlar anlamıyorum. Hep de ayak parmakları, demekki ayakkabılar yeterince ayaklarını korumuyor. Yani ya ayakkabı çorap ikilisinde suç, ya da koruyucu bir tedbir alamıyorlar. Biz de bile oluyor gezinti ayakkabısı ile depar atmaya kalkıyorsun topuk su toplamış anında. Daha profesyonel olmaları lazım...
YanıtlaSilhaydın federer yürüüü finale kim tutar seni
YanıtlaSil