2019 Wimbledon Tek Erkekler Şampiyonu: Novak DJOKOVIC

4 saat 57 dakika süren heyecan dolu Wimbledon Tek Erkekler Final maçı az önce bitti. Bu büyük mücadeleyi geçen senenin de şampiyonu Novak Djokovic kazandı. Federer'in kaybetmesine gerçekten üzülsem de tenis kalitesi ve keyfi açısından çok kaliteli bu tarihi maça tanıklık etmiş olmaktan dolayı mutluyum ve yorgunum.

Karşımızda iki büyük oyuncu var: Biri 38 yaşına 1 ay kalmış, gelmiş geçmiş tüm zamanların en iyisi kabul edilen 20 Grand Slam şampiyonu Roger Federer.

Diğeri 32 yaşında, dünya 1 numarası, bence turun en yüksek kapasiteli oyuncusu 15 Grand Slam sahibi Novak Djokovic.

Elbette bu iki büyük sporcunun çok başka önemli özellikleri var. Zaten bu neredeyse 5 saatlik maçta her özelliklerini izleme şansı bulduk. İlk set son derece dengede başladı, her iki taraf da servislerine tutundular ve tie-break oynandı. Normalde Roger Federer'in tiebreak karnesi iyidir ama bu maçta oynadığı 3 tie-break'de de çok kötüydü. Federer tie-break'de 5-3 önde ve servis kendisiyken ilk seti 6-7 kaybetti.

2.sette belki Federer biraz oyundan düşebilir diye düşünürken Novak Djokovic kelimenin tam anlamıyla ortadan kayboldu. Nole'nin aklının neden dağıldığını hiç anlamamakla beraber , onun seviyesindeki bir oyuncunun tüm set boyunca kendinde olmaması çok garipti ve Federer 2.seti 6-1'lik skorla aldı.

Roger Federer'in müthiş bir oyun çıkardığını söylemem gerek, tüm istatistiklerde rakibinin çok önündeydi. Sadece basit hatalarda Djokovic'in önündeydi ama winner sayısı 65 iken bu rakam Nole'de 37 civarındaydı. Roger Federer son dönemde izlediğim en iyi oyununu Nole karşısında oynadı. Servis vole oyunu, servisleri, returnleri, backhand slice'ları, drop shotları, yan çizgiye paralelleri gibi aklınıza gelen her vuruşu büyük bir ustalıkla yaparken izleyenler açısından tüm bunları bir seyir zevkine dönüştürdü. Roger Federer'in varyasyonlu oyunu, zamanlaması, rakibinin ritmini bozuşu tüm maçın genelinde bence çok yüksek seviyedeydi. 

3.sette Nole kendine gelmişti, o yüzden oyunlar dengede gitti, Federer hala kendi servisinde servis kırma puanı ile karşılaşmamıştı. Sette durum 6-6'ya gelince bir kez daha tie-break'e gidildi ve yine Nole kazandı. Açıkçası ben bu noktadan sonra Federer'den bir direnç beklemiyordum, çözülebilir diye düşündüm ama yanıldım. Roger Federer ilk andaki kadar dikkatli, istekli ve kararlıydı. 

4.sette Roger Federer daha üstün ve iyi başlayan taraftı, erken servis kırdı. Nole maçın 2.saati 47.dakikasında ilk defa bir servis kırma puanı bulduğunda durum 5-2 Federer lehineydi. Nole bu yakaladığı ilk fırsatı değerlendirdi ve rakibinin servisini kırdı durumu 5-3 yaptı. Sonraki oyunlarda her oyuncu kendi servisine tutununca set 6-4 ile Roger Federer'in oldu ve final setine gidildi.

Grand Slamlerin en sevdiğim yanı bu 5 setlik draması bol maçları. Novak Djokovic maçın bu noktasına kadar en iyi halinde değildi, belki de rakibi ona alan açmadı, en iyi oyununu oynamasına izin vermedi. Bana göre, Nole mental açıdan en kuvvetli oyuncu ve kendisine çok güveniyor. Öyle ki maçın en kritik anlarında en doğru puanları o aldı. Federer bu maçı 3 sette kazanabilirdi ama eline geçen şansları değerlendiremedi. Tenisin zor tarafı da bu sanıyorum, tüm oyunlar boyunca daha iyi olsanız bile en kritik anlarda hedefi vuramıyorsanız kazanamıyorsunuz. 

5.sete geldiğimizde Nole'nin servis performansı yükselmiş, returnlerde daha iyi durumdaydı ve daha diri görünüyordu. Setin başlarında Federer kendi servisinde puanlarını kaptırmaya başlamıştı ve durum 3-2 iken Nole servis kırdı. Djokovic'in attığı derin backhandler karşılığını buldu. Her bir puanın bile çok önemli olduğu bu anlarda Roger Federer hemen servis kırabilir miydi? Evet, Roger Federer rakibinin servisi hemen geri kırdı ama Nole'nin oyun içinde yaptığı çift hatanın da ona katkısı oldu. Final seti müthiş bir kapışma,izleyenler açısından büyük bir zevk, heyecan,kalite, tenis adına bir şölen gibiydi. En azından ben böyle hissettim. Maçın kaderi 7-7'de değişti sandım. Roger Federer servis kırıp skoru 7-8 yaptı ve kendi servisinde 2 defa maç puanı gördü. Ayakta izledim, sanırım bir çok kişi aynı durumdaydı. İşte hayatta karşımıza çıkan ve kaçırdığımız nice fırsatlar gibi bu çok önemli 2 şampiyonluk puanından Federer yararlanamadı ve servisini kırdırdı. İnanılmaz bir andı. O an Novak Djokovic tüm dünyaya bir kez daha neden bu turun zirvesindeki oyuncu olduğunu  göstermiş oldu. Merkez Kortun büyük çoğunluğu Federer'i destekliyordu, böyle bir ortamda 2 maç puanı çevirmek bence akıl almaz bir iş.

Durum 12-12'ye geldiğinde sadece bu set 113 dakika sürmüştü. Mental güç, odaklanma, kendine güven, anda kalabilmek, fitness, dayanıklılık ne derseniz artık tenise dair, spora dair, hayata dair her şey kortta vardı. Roger Federer'in daha iyi bir tie-break oynamasını umduysam da olmadı ve Novak Djokovic hak ederek, müthiş bir iş başararak 5. kez Wimbledon'da şampiyon oldu. Maç skoru: 7-6, 6-1, 7-6, 6-2, 13-12.

Çok kıymetli iki oyuncu izledik bu akşam. Tenisin en sevdiğim yanlarından birisi bu. Oyuncu seçmek zorunda değiliz, bazı maçlarda diğerini biraz daha fazla tutsak bile hepsini sevebiliriz. Her oyuncunun kendine ait çok ender ve önemli özellikleri var. Bu her farklı oyuncunun tenise katkısı, oyuna getirdiği heyecan bambaşka ve bu büyük bir zenginlik. Bu akşam da böyle büyük bir maça tanıklık ettik. Ben kendi adıma Djokovic ve Federer' e teşekkür ederim. Her ikisinden de tenisi izlerken bile öğrenecek çok şey var.Bu maçta bir kere daha gördük ki teniste teknik, beceri, yetenek,sıkı çalışma, varyasyon, zamanlama vb. çok önemli olsa da mental açıdan daha zor yıkılan, daha çok odaklanabilen, daha soğukkanlı seçimler yapabilen oyuncu böyle epik maçlardan kazanan taraf olarak çıkıyor. Novak Djokovic kendisi dahil 3 büyüklerin mentalitesi için bu bir yaşam tarzı demişti. Kendini adamak, her aşamada çok çalışmak, kendisinin en iyi versiyonu olmaya çalışmak, bu büyük 3'lüyü uzun zamandır zirvede tutuyor. 

Roger Federer'e gelirsek 38 yaşında, bu kadar yüksek seviyede bir maç çıkarmaya ancak şapka çıkartılır. Neredeyse yaptığı her vuruş çok özeldi, onu kortta izlemek bir ayrıcalık ve zevk. Tenisi zarafetiyle bir sanata dönüştürüyor. Kendimi onun tüm kariyerini izlemiş biri olarak çok şanslı hissediyorum. Her iki oyuncuyu da kutluyorum.

Bir başka turnuvada görüşmek üzere, selamlar.

*Photos are taken from Wimbledon Official Instagram Page