Avustralya Açık 4.tur karşılaşmaları: Federer vs Tomic

Sezonun ilk Grand Slam'i Avustralya Açık Tenis Turnuvası'nın 7. gününde ilk defa bir maçı canlı izleyebildim. Hem aramızdaki saat farkı hem de iş faktöründen dolayı maçları maalesef seyredemedim yada çok az seyredebildim. Bugün ilk defa Roger Federer ile Bernard Tomic'in maçını seyredebildim. Bunu kısaca paylaşmak istiyorum.

Maçın favorisi tabiki 16 Grand Slam şampiyonluğu ve sayısız Atp turnuvası şampiyonu efsane oyuncu Roger Federer'di. Ancak karşısında 19 yaşında 38 numarada yer alan bir Avustralyalı oyuncu vardı. Roger Federer öyle sevilen bir oyuncu ki Tomic kendi evinde oynadi ama Federer çok alkışlandı, çok destek gördü. Bunda şampiyon olmasının yanısıra kişilik olarak da çok özel biri olmasının payı elbette çok büyük.

Roger Federer gerçekten çok derin ve yoğun bir tenis stratejisi ve bilgisine sahip, doğal olarak. Genç oyuncularla oynarken de daha çok onları yorup, kendini dinç bırakacak şekilde oyunlarını kurguluyor. Hele bir de servislerin puan çıkarma yüzdesi %80'in altina inmediğinde onu yenecek başka bir oyuncu çok nadir çıkıyor. U.S. Open finalinde final setinde Djokovic ile olan felaket dışında ben böyle oynadığı zaman maç kaybettiğine tanık olmadım. 

İlk sette Federer, Tomic'i çok koşturdu, yordu, oyunu çok iyi okudu, bütün tecrübesini kullandı ve tabiki süper tekniğini konuşturdu ve servis kırarak ilk seti 6-4 aldı. Tomic'de bu maçın favorisi olmadığını zaten biliyordu. Bence Federer ile 4. tur maçına çıkmak böyle genç bir oyuncu için büyük bir şans ve tecrübe. Zaten maçta Federer'in öyle buruşları vardı ki, Tomic'in yüzünden şaşkınlığı okunuyordu.

İlk seti kaybettikten sonra zaten direnci düşen ve yorulan ve dolayısıyla maçı alacağına dair de zihni iyice bulanan Bernard Tomic gene de elinden geleni yaptı. Bazı noktalarda gelecek vaat ettiğini gösteren vuruşlar yaptı. İkinci sette ağırlığını ortaya koyan Federer, yine isabetli servisler attı, iyi returnler çıkardı, backhandleri ve passing shotlari çok iyiydi. Federer, maçın genelinde üstündü, hızlıydı, lakabına yakışır ( Fedex) bir oyun sergiledi ve maçı 6-4, 6-2 ve 6-2 kazanarak çeyrek finale çıktı.

Çeyrek finalde Federer, benim yine çok sevdiğim bir oyuncu olan Juan Martin Del Potro ile eşleşti. Bu maçta nasıl bir skor olur aslında çok bilemiyorum. Del Potro çok uzun bir oyuncu, forehand ve servis açısından Federer'e büyük sorun açabilecek, kapasitesi çok yüksek bir oyuncu. Amerika Açık'ı kazandıktan sonra büyük sakatlık geçirip 2010 yılında bir kabus yaşayan Del Potro sıralamada 400 küsürlerden 11. sıraya kadar ilerledi. 1 numara olacak kumaş ve yetenek ve kişilik onda fazlasıyla var. Bu maçı seyretmeyi çok istiyorum, denk gelebilir miyim bilmiyorum.

Aynı tabloda Rafael Nadal ise Tomas Berdych ile eşleşti. Bence Nadal, şu aralar çok iyi oynuyor, oldukça konsatre bana bu grubun ikinci çeyrek finalini Nadal alır gibi geliyor. Her koşulda bu tablodaki yarı final süper heyecanlı olacak.

Bu maçın haricinde, özetlerden seyrettiğim yada bir iki setini seyrettiğim maçlardan bahsedersem bugün bir ara Wozniacki- Jankovic maçını seyrettim. Jankovic ilk sette oyuna giremedi, konsatre olamadı ve sinirlendi ve ilk seti 6-0 kaybetti. İkinci sette kendini toparladı ama bu da yeterli olmadı ve Wozniacki maçı 6-0, 7-5 kazandı. Ancak bundan sonra rakibi Kim Clijsters ve ben Wozniacki'ye hiç şans vermiyorum ve o maçı da çok merak ediyorum. Wozniacki kendini nasıl ve ne kadar geliştirebilmiş bunu ancak Clijsters gibi bir oyuncu karşısında oynarken anlayabilirim. 

Novak Djokovic çok rahat ilerliyor, Murray bu gece bir maça çıkacak, bir sorun yaşamaz diye düşünüyorum. Azarenka bence çok iyi, onun da rakibi Radwanska. Bu maç da oldukça çekişmeli geçecek, kestiremiyorum sonucunu. Serena Williams gayet iyi durumda, Sharapova Lisicki ile eşleşti, açıkçası Sharapova pek istikrarlı değil, yoksa benim favorim pek tabiki de Masha. 

Şimdilik bende bunlar var. Maçları akşam banttan da olsa seyrettikçe paylaşmaya çalışacağım, tenis dolu günler diliyorum...