US Open en eğlenceli 4.tur maçı: Djokovic vs Dolgopolov

Herkese mutlu günler diliyorum,

Dün gece Dünya 1 numarası Sırp Novak Djokovic, 22 numaralı seribaşı  Ukraynalı Alexandr Dolgopolov ile bir maç yaptı. Favori tabii ki bu yıl mükemmel bir sezon geçiren yaptığı 62 maçın 60'ını kazanan, bu yıl 2 Grand Slam kazanmış Novak Djokovic'ti. Açıkçası diğer oyuncuyu turnuvada bir maçta biraz seyretmiştim. Pek tanıdığım, bildiğim bir oyuncu değildi, neler yapabilir pek bilmiyordum ve maç öncesi de pek sanş vermemiştim.

Maç başladı ve ilk oyunlar oynanırken Dolgopolov ciddi şekilde servislerine tutunmaya hatta Djokovic'in servislerini kırmaya yönelik puanlar almaya başladı. Aleksandr Dolgopolov'un çok enteresan bir oyun tarzı var. Çok çevik, kuvvetli bacakları var ve bunlardan çok enerji üretiyor, servisleri çok iyi ve backhand sliceları çok kullanıyor. Bu oyun tarzı Djokovic'e çok ters geldi. İki oyuncu ilk defa karşılaştıkları için birbirlerinin vuruşlarına alışık da değillerdi. Dolgopolov, öyle topları çıkardı ve öyle toplar attı ki seyirci desteği de Djokovic'den biraz Dolgopolov'a kaydı. İlk set inanılmaz bir şekilde 6-6 tiebreak e uzadı. Bir önemli nokta da Alexandr Dolgopolov çok cesur oynuyordu, gerçekten korkusuz vuruşlar yaptı, yaptıkça da puan kazandı. O esnada Djokovic'in üstüne büyük baskı bindi, çünkü bence kendisi de bu tarz bir rakip beklemiyordu ve ilk seti kazanmak zorundaydı. Bir tiebreak oynandı ki bence tenis okullarında seyrettirilsin, tenis seven, tenis izlemek isteyen herkes izlesin. Dolgopolov kılpayı kaçırdı bu tiebreaki. Djokovic ilk seti tiebreakle (16-14) aldı ve 7-6 ilk setin sonucu oldu. Bu arada Dolgopolov'un koçu Avustralyalı Jack Reader ile skype'den konuştuğu, birebir görüşemediğini öğrendim. Çok da şaşırdım, mesafe sebebiyle bu tarz bir yöntem bulmuşlar ve bence çok da başarılı olmuşlar. Bir de beraber fiziken yakın çalışabilseler bence çok önemli işler başarabilirler. Eklemek isterim ki, seyrettiğim bu ilk set bu turnuvada şu saate kadar seyrettiğim en heyecanlı ve en eğlenceli set oldu. 

Şimdi ilk setin sonuçları iki oyuncu açısından da çok önemli çünkü bu seti Dolgopolov kazandaydı bu motivasyon ve hırsla maç nereye giderdi o gerçekten önemli bir durum. Djokovic ilk seti kazanınca öyle bir rahatladı ki, bunun karşılığında Dolgopolov 1 saat 15 dk süren bir ilk setten çıkınca fiziken de motivasyon olarak da güçten düştü. Djokovic çok formda ve çok da alışık uzun oynamaya, bu artılarla ikinci sete çok rahat girdi. Aslında setin hemen başında o yorgunluk ve biraz moral bozukluğuyla servisini kırdırdı Dolgopolov, kırdırmasa bu set içinde tehlikeli olabilecekti ama olmadı. Servisleri düşmeye başladı, forehandlari fileye takılmaya başlayınca Djokovic zaten bu hataları bekliyordu ve ikinci seti Djokovic 6-4 kazandı. 

Şimdi dünya 1 numarasına karşı iki set kaybetmişsiniz, bu demek oluyor ki maçı kazanmak için 3 set kazanmak zorundasınız. Bunu yapabilen oyuncu belki Nadal yada bir ihtimal Federer olabilir ama Dolgopolov henüz yolun başında ve ilerletmesi gereken çok yönü var. O da zaten hani yapabileceğinin üst seviyesinde yaptı ve üçüncü seti de 6-2 Djokovic kazandı. Böylelikle Novak Djokovic maçı 7-6, 6-4 ve 6-2'lik setlerle kazandı ve çeyrek finalde yakın arkadaşı, antreman ortağı Tipsareviç ile oynayacak. ( Tipsareviç , J.C. Ferrero'yu 4. turda 3 sette geçti:/ ) O maçı da merakla bekliyorum. Maç sonu röportajlarda Djokovic, Dolgopolov'un her seferinde farklı top attığını ve kendisininde bir vuruş tutturamadığı için istedigi oyunu sergileyemediğini, muhteşem geçen tiebreakden sonra rakibini baskılayınca oyununun rahatladığını söyledi. Dolgopolov ise fizik gücü olarak ikinci setten itibaren çok tükendiğini ve bu yönünü özellikle geliştirmesi gerektiğini söyledi. 

Bu maçla ilgili söyleyebileceğim bence önemli bir detay da , Djokovic'in Dünya  1 numarası olsa da Amerikan seyircisinin çok tanıdığı bir isim olmaması sebebiyle onun maçını Arthur Ashe stadyumu varken daha küçük bir stad olan Louis Armstrong'a koymaları. Mardy Fish Amerika'nın 1 numarası, onun Tsonga'yla maçını Arthur Ash'e koyup Djokovic'i daha küçük bir stada koymalarını da pek sempatiyle karşılamadım. Ne de olsa bir Djokovic taraftarıyım, belirtmeden geçemeyeceğim:)

Çeyrek final maçlarını heyecanla bekliyorum, izledikçe de paylaşacağım, şimdilik bu kadar..